ANKARA BLOĞU

    Ankara'ya hayatımda ilk defa seneler evvel, bir ilkokul gezisinde gittim. 23 Nisan dolayısıyla yaptığımız bir okul gezisiydi ve fotoğraflara bakarak hayal meyal hatırladığım o geziden, aklımdan hayatım boyunca hiç çıkmayan bir anı vardı. Anıtkabir'de ziyaretçi mezarının altında kalan, Atatürk'ün gerçek mezarının yanına gitmemize izin verilmesi... Sanırım o gezide 11-12 yaşlarındaydım fakat aradan geçen bir o kadar yıla rağmen o sırada yaşadığım anılarım hala taze...
Bu sebepten ötürü bu sene 10 Kasım'da Anıtkabir'de olmayı çok istedim. Arkadaşımla beraber başka bir plan çıkmaması için neredeyse 3 ay önceden gidiş dönüş 60 tlye İzmir- Ankara uçak biletlerimizi aldık.
   9 Kasım sabahı Ankara'ya iniş yaptıktan sonra havalimanı dışında bulunan Havaş'larla şehir merkezine geldik. ( Gördüğüm en gelişmiş havalimanlarından biri olan Esenboğa'da toplu ulaşım olmaması biraz hayal kırıklığı oldu ) Konaklamayı bir arkadaşımızın evinde gerçekleştirdiğimiz için gezmek çok daha kolay oldu. İlk gün Kuğulu ve Seğmenler Parkı'na gittik ve Seğmenler Parkı'ndan çıkıp rastgele bir anda karşımıza çıkan İsmet İnönü'nün evini kapanışına 10 dk kala girip gezme fırsatı bulduk. 





Burada önemli bir not düşmek istiyorum; Yol tariflerine her zaman telefonumdan bakan biri olarak ve en çok alıştığım haritanın İzmir haritası olduğunu göz önüne alarak ayrıca, Ankara'da dip dibe duran iki nokta arasındaki mesafenin minimum 20 dk olduğu gerçeği ben de biraz şok etkisi yarattı :') Ankara'nın yüz ölçümünün bazı ülkelerden daha büyük olduğu gerçeğini unutmuştum.
   Akşam yemeğini İzmir'de de favori mekanım olan, Varuna Gezgin'de yedikten sonra Amelia's Garden adındaki bayıldığım botanik&kafe de kahvelerimizi içtik. Ankara'da İzmir'den çok çok daha kaliteli kafeler olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim bu arada. 




   10 Kasım sabahı çok erken güne başladık, fakat Anıtkabir'e gitmemiz mümkün değildi çünkü şehir dışından gelen ziyaretçiler, büyük servisler ve şehiriçi ulaşım Anıtkabir'e gitmeyi imkansız kılıyordu. Bu yüzden 9'u 5 geçe orada olamasak da gene gün içerisinde orada oluruz düşüncesiyle Ankara Kalesi'ni gezmeye gittik. Ankara Kalesi'nin olduğu alanı çok beğendim, kalenin içerisinde kalan alanlarda yerlerinden ötürü pahalı olan fakat kaliteli olmayan mekanlar vardı. Eminim içlerinde kaliteli yemekler yapan bir restaurant da vardır fakat ben genel olarak mekanları beğenmedim. Ankara Kalesi ise fotoğraf çekmek için çok güzel bir lokasyon. 



   Ankara Kalesi'ne giderken sol tarafta kalan Rasim Koç Müzesi ise rastgele girdiğimiz, fakat gezimizin en güzel anı haline gelen bir yerdi. Birçok müze gezdim fakat hiç biri Ankara'daki Koç müzesi kadar hoşuma gitmedi. Eğer zamanımız kısıtlı olmasaydı tüm günümüzü orada geçirebilirdim. Müze içerisindeki restaurant kısmında Türk kahvelerimizi yudumladıktan sonra hemen yanında bulunan Ankara Etnografya Müzesi'ne de gittik. Buranın da kesinlikle gidip, görülmesi gerektiğini düşünüyorum.





   Trafiğin hala tıkalı olması ve yarın sabahtan gidip daha rahat gezebiliriz umuduyla Anıtkabir ziyaretimizi bir gün erteledik. Kızılay'da dolaştıktan sonra yolumuzun üstünde bulunan Kakule Kahve'ye oturduk. Çok farklı, özel bir kahvesi olmasa da İzmir'deki neredeyse bütün kafelerden daha güzel bir dizaynı vardı ve mekanın enerjisine bayıldım.




  11 Kasım sabahı gene güne erken başlayarak Anıtkabir'e gittik. Yol boyunca hala daha inanılmaz trafik vardı ve her yer koca koca servislerle doluydu. Anıtkabir ise 11 Kasım olmasına rağmen inanılmaz doluydu. Anıt mezarın yanındayken kalabalıktan önümü bile göremiyordum ki, şansımıza askeri öğrencilerin çelenk koyma seronomisine denk geldiğimiz için bir anda ortayı açtılar. 

2-3 saatimizi burada geçirdikten sonra dolana dolana True Specialty Coffee'ye gittik. Gördüğüm en ilgili işletmeye sahip olduğunu ayrıca belirtmeliyim. Uçak vaktimize kadar bu kafede zaman geçirdikten sonra belediyenin servisine binerek havaalanına vardık. Açıkçası belediye servisi ve Havaş'ın farklı fiyatlarda olmasını beklerdim fakat ikisi de aynı fiyattaydı.


                                            Ankara'da Yapılması Gerekenler ;

- Ankara Kalesi ve çevresini gezmek.
- Rasim Koç Müzesi & Etnografya Müzelerini gezmek.
- Seğmenler Parkı'nda kahvenizi, kitabınızı alıp huzur içerisinde dinlenmek.
- Ankara'nın güzel kafelerinden birine oturup kendinizi şımartmak.
- Anıtkabir'i ziyaret etmek.






İyi gezmeler, sevgiler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.