Öncelikle hayatımda ilk defa uzun tren yolculuğu yaptığım için Basmane'den kalkıp Eskişehir'e giden trene binmek benim için zordu. Yol boyunca arkadaşımla dönüşte otobüse bilet alalım mutlaka diye konuşsak da Eskişehir'e gelmemize 1 saat kala sol taraftan güneş yavaş yavaş yükseldikçe tren yolculuğunun aslında ne kadar güzel bir şey olduğunu fark ettim. Sizi karşılayan manzaralar oldukça ruhunuzu doyurmakta çünkü.
Eskişehir'de sabah 8 gibi indikten sonra kahvaltı yapmak için 24 saat açık mekanlardan birini aradık. ( öğrenci şehri olduğu için birçok mekan bu şekilde çalışmakta ) Gittiğimiz mekanı övmem pek mümkün değil çünkü kahvaltısı göz olarak doyurucu olmakla beraber kalite açısından beni tahmin etmedi. Fakat sabah 8de diğer mekanlar doluysa ve iki kişi 30 tl den fazla para vermek istemiyorsanız burada kahvaltı yapmayı düşünebilirsiniz. Mekanın adı Jardin Shef. Ama hemen yanında da birçok mekan bulunmakta, tabi onların kahvaltısı nasıl bilemiyorum malesef.
Karnımızı doyurduktan sonra tramvaya binerek Odunpazarı'na gittik. Burada ufak bir hatırlatma yapmam lazım, Odunpazarı'na gitmek için tramvayda Atatürk Lisesi durağında inmeniz lazım. Hangi tramvaya binmeniz gerektiğini size oradaki insanlar gösterecektir. Odunpazarı Eskişehir'in en sevdiğim kısmı oldu. Gezmesi oldukça keyifli ve fotoğraf çekmek için de oldukça güzel bir yer.
Eskişehir'de merkezi bir yerde oldukça makul bir fiyata bir otel bulduk ( Atışkan Otel ). Daha uygun fiyatlı ya da daha güzel otellerde mevcuttur tabi, fakat kaldığımız oteli sadece sabah kahvaltısı için bile önerebilirim. Hayatımda gördüğüm en kaliteli açık büfe kahvaltıyı burada gördüm. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Anadolu Üniversitesi'nin içerisinde yapılan Coffee Carnaval'a gittik. Kesinlikle gördüğüm en zayıf organizasyonlardan biriydi, bazı güzel kahvecilerin varlığı durumu kurtarıyordu sadece. Fakat Anadolu Üniversitesi'ne bayıldım!
Çok fazla yağmur yağdığı için üniversitenin dışarısına çıkamadık ve kampüs içerisinde yer alan, bayıldığım Monti Food & Coffee'de arkadaşımla beraber yaklaşıp 4 saat kadar oturup bir rekor kırdık :')
Eskişehir kesinlikle en azından 2 gün ayrılıp, ayrıntılı olarak gezilesi bir yer. Eskişehir'de oturduğumuz mekanlar hakkında ayrıntılı bir yazı daha yazacağım. Çünkü 2 gün kalmamıza rağmen, yağmur yağmasının da etkisiyle oldukça fazla kafeye, bara ve tatlıcıya girdik sanırım :')
Eskişehir'de mutlaka yapılması gerekenler;
- Odunpazarına gitmek
- Odunpazarı içerisinde yer alan külliyede cam sanatı yapımını izlemek.
- Gondol ya da tekne gezisi yapmak! ( hava durumundan ötürü gondol yerine tekne gezisi yaptığımız için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; fotoğraf çekmek istiyorsanız, gondola binin!! )
- Porsuk çayının yanındaki kafelerde oturup kendinizi şımartmak.
- Hemen her yere yürüyerek giderek yeni sokaklar, mekanlar keşfetmek.
- Kendinizi şehrin ritmine bırakmak.
ve tabii ki dönüş yolunu trenle yapmak :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder